Kermes

Atatürk'ün emriyle 1937 den günümüze

Uluslarası Bergama Kermesi

13 Nisan 1934' te Atatürk'ün Bergama' ya gelişiyle alevlene kermes ateşi, Atamızın direktifleriyle 1937 yılında İzmir İlbayı ( valisi) Fazlı Güleç'in önderliğinde , Osman Bayatlı' nın gayretleriyle ilk kermes yaşandı.
Bu bize Atatürk' ten yadigar,
Osman Bayatlı' dan armağandır bize kermes.
Başlangıçta Halkevi rehberleiğinde organize edilmiş, sonra Bergama' yı Sevenler Cemiyeti üstlenmiş kermesi.
İlk Kermes 22 Mayıs 1937 düzenlenmiş olup süresi 1 haftadır.

İlk Kermes Komitesi

Başkan Kaymakam Kamil Sapmaz
Üye CHP Parti Başkanı Hamdi Arıkan
Üye Belediye Başkanı Nafiz Özçelik
Üye Halkevi Başkanı Fehim Kamil Ergin
Üye Müze Müdürü Osman Bayatlı
Üye Tahrirat Katibi Rıza Dinçer
Üye Evkaf Memuru Faiz Tunçer
Üye Halkevi Memuru Lütfullah Denizer

İlk Kermes Broşürü


Bergama şehrinin görünümünden ve tarihi eserlerden resimler yer almıştı.
Ayrıca çekici sözler yazılmıştı: "Bergama' ya gelenler, yatma, yeme - içmeyi ucuz ve temiz bulacaklardır. "
"Kozak çam fıstık ve helvasından yiyiniz."
"Lokman hekimin hayat suyundan içiniz."
Ayrıca kermes anısı olarak renkli rozette basılmıştı.
Tüm çarşı ve evler boyanıyor, vitrinler düzenleniyor, temizlik çalışmaları haftalar sürüyordu.

İlk Kermesten İzlenimler

22 Mayıs 1937 Pazar sabahı, bayraklarla donanmış çiçeklerle bezenmiş, yollarına ve konukların oturacağı alanlara canım Kozak, Yağcıbedir, Yuntdağ, Madra halıları, kilimleri serilmiş, Bergama güneşin ilk ışıklarıyla beraber, Kozak'tan (İncecikler üzerinden) şehre inen efelerin, zeybeklerin atlarının çıkardığı sesler ile uyandı.

Bu efeler, zeybekler, kızanlar, ne Söke'yi, ne Sucahlı'yı basmak ne de ülkelerini savunmak için iniyorlardı düze. Yörelerinin kültürel zenginliklerini, doğal güzelliklerini tanıtmak, ekonomilerini sağlamlaştırmak ve bir yılın yorgunluğunu bir haftada çıkarmaktı amaçları. İstanbul'dan, İzmir'den, Manisa'dan ve çevre ilçelerden gelen konuklarla, rengarenk giysiler içindeki yöre köylüleriyle şehrin nüfusu bir kat artmış 25-30 bine ulaşmıştı. Şehrin doğu'da üçkemer köprüsünde, batı'da Haylazlar Kayasında, kuzey'de Akrapol eteklerinde, Güney'de Zübeyde Hanım ilkokulunda biten evleri, konuklarını ağırlamak için kapılarını ardına kadar açmıştı. Bağlar kırı denilen ve yaya olarak şehre yarım saatlik uzaklıkta ki çayırlık alan, kermes için düzenlenmişti. Otlar biçilmiş, onur konukları için tabanı boydan boya halı kaplı, büyük bir çadır, izleyiciler için de çardaklar kurulmuştu. Kuşluk vaktinde, kadın-erkek, çoluk çocuk, herkes akın akın kermes alanında toplandı. Yeni Asır ve Kurun - Vakit gazetesinde 10 bin, Son Postaya göre 15.000 bin, Anadolu gazetesine göre de 15 -20 bin kişi'ye hitap eden izmir Valisi Fazlı Güleç:

Sayın arkadaşlar,

"Bugün açmakta olduğumuz Bergama Kermesi henüz tam mükemmeliyet iddiasından uzak olsa bile başlangıçta olmak itibarı ile göğsümüzü kabartacak derecededir. Biz bu işimize başlarken kusurlarımız bildik ve halen de görüyoruz. Bize görmediğimiz kusurların hatırlatılmasını da iyi hisle ve hürmetle karşılamak azmindeyiz. Bergamanın serveti olan eski eserleri ve tabii güzelliklerinden istifade işlerinin inkişafı'da her güzellik gibi Türk camiasının tabii ve bünyesinde uygun rejimi olan Cumhuriyet devrini beklemiştir. Bu uğurlu başlangıç yolunu açacak olan birinci Kermes'in ilk günü ve ilk sayfalarına girerken bize cumhuriyet güneşini doğdurmak yolunda, büyük dahinin izinde savaşanlara saygı sunar ve Kermes'e tekamül yolunu açacak samimi tenkidleri bekleriz.

Söyleviyle Kermes'in açılışını yaptı. Ardından davullar vurmaya, klarnetler çalmaya başlayınca, Kozaklı yirmi efe "Bengi", Sandık Efe, Hasan Çakı Efe, Katip efe ve Kulaksız efe "Harmandalı", oniki zeybek ve kızan da "Arpazlı, Dağlı" adlı halkoyunlarını oynamak için, sırayla alana çıktıklarında, "Dehha, Hayde" naralarıyla yer yerinedn oynadı. Aylarca bu güne hazırlanan Bergamalılar, Kaşıkçı köyü efelerinden Musa Tuncer, Ali Rıza Poyraz, Mehmet ve Hasan Efelerin "Dörtlü" oyunuyla, artı zaptede-medikleri bir sevinç heyecan duygusu ile ya oyuna katılıyor, ya da bir köşede alışılmamış bir şekilde, suskunluk içinde alandakilere bakıyorlardı. Ardından dört kişilik kılıç-kalkan ekibi alana çıktı. Yaşlarından beklenmeyen bir çeviklikle sundukları gösteri sık sık alkışlarla desteklendi. Avcıların ok ve tüfekli gösterileri beğeniyle izlendikten sonra alan atlılarla doldu. Atlıların yarısı güneye, yarısı kuzeye giderek iki takıma ayrıldılar. Başlama işaretiyle atlarını dörtnala sürerek ellerindeki ciritleri karşı takım oyuncusuna değdirmeye uğraşıyor veya karşıdan gelen ciritten korunmaya çalışarak ciriti havada tutmaya uğraşıyorlardı. At cambazlarına taş çıkartırcasına bazen atın yanlarına yatarak değnekten kendilerini kurtarıyorlardı. Copu kaldıranlar da iki sırık arasına beş metre yükseklikte gerilen ipin üzerinden, atla giderken, ellerindeki değnekleri yere vurarak aşırtmaya uğraşıyorlardı. Cirit ve copu kazananlara geleneğimiz gereğince, ödül olarak urbalık verildi. Bu kumaşlar, kazanan belli olana kadar, cop kaldırılan iki sırığa bağlanmıştır. Akşama doğru davul zurna eşliğinde, onbin kişilik kortejle şehre dönüldü. Gece ise istanbul Şehir Tiyatrosunun Hakevinde sahnelediği oyun beğeniyle izlendi.

İkinci günü, Halkevinde eğitilen gençlerin rehberliğinde ören yerleri gezildi. Gece yine halkevi'nde istanbul Şehir tiyatrosu temsili vardı. Kermes, üçüncü günü Dikili'de, dördüncü günü'de Çandarlı'da deniz eğlenceleri ile devam etti. Bergama-nın denizle bağlantısı olan bu iki bucağımızın dantela gibi kıvrımlı ve zeytin ormanlarıyla kaplı kıyıları sandallarla gezilip, gençler yağlı direk, (iskelden denize doğru ve 5-6 metre uzunluğundaki çam tomruğu zeytin yağı ile yağlanıp, ucuna bir bayrak takılır. Alt ucu karada üst ucu denizde olan bu direğin, ucundaki bayrağı almak için gençler sırayla direkte yürümeye başlarlar. Mayo'lu gençler yukarıya doğru eğimli ve yağlı olan bu direkten ilk anlarda denize düşerler. Bir süre sonra yürüyenler direkteki yağıazalttıkları veya kurnaz bazı gençler ayaklarına kum sürdükleri için biri bayrağa kadar ulaşır ve bayrakla beraber denize düşer.) ve yüzme yarışları ile konuklara zevkli saatler yaşattılar.

Kermes'in beşinci günü otomobiller, otobüsler, atlı arabalar ve her türlü ulaşım araçlarıyla, kozak yaylasına çıkıldı. Üç buçuk milyon fıstık ağacının bulunduğu ve dünyanın en büyük fıstık ormanına sahip bu yörenin Aşağıcuma köyünün kıyısındaki "Bahçeardı" mevkii Kozak'ın onaltı köyünce Kermes'e hazırlanmıştı Her köy bir ağacın altını tutmuş, ürettiklerini çam dallarına tutturup, konuklarını çayocaklarında yaptıkları çay, kahve ile ağırlıyorlardı. Bir ağacın altında Kaplan köylüleri fıstıklarının, başka bir ağaçta Güneşli köylüleri yağlarını, peynirlerini, arşı köşede Aşağıbeyliler üzümlerini, ballarını. Yukarıbeyliler tersyüz çizmelerini Çamavlulular halılarını, Kara-velililer kilimlerini doğal bir vitrinde sergiliyorlardı. Binlerce insan dağ yolunun yorgunluğunu unutup, 20-30 metre yükseklikteki çam ağaçlarının gölgesinde yemyeşi-çayırların üzerine uturmuş Kozak'lı zeybeklerin oyunlarını izliyordu. Kozak yöresi halkoyunu olan "dağlı" da davullar da coşmuş Yaylacık ve andıklı dağlarını inletircesi-ne tokmağı güme vuruyorlardı, izmir Halkevi Temsil Kolu'nun "istiklal" piyesinden sonra 30 kozak atlısınca cirit oynandı.

Kozak etkinliklerini üstlenen Haluk Ökeren ve Rahmi Balaban cirit oyunundan sonra, telaş ve heyecanla Kozaklı gençlerin yanlarına gidip sıranın kendilerine geldiğini bildirdiler. Keye denilen ucu çengelli (Ağacın kıvrımından) sırıklarla çam ağaçlarına tırmanan gençler 20 metrelik çamdan diğer çama, Tarzan'a parmak ısırtırcasına bu sırıklarla geçtiler. Aslında bu tehlikeli gösteri, Kozaklı gençlerin fıstık toplarken yaptıkları olağan bir işti. Koskoca çam ağaçlarından in-çık, in-çık fıstık toplamaya kalkarsanız, ne gücünüz ne zamanınız yeter. Keye'nizle çıkarsanız ilk çama, toplarsınız künerleri, işiniz bittimi keyenizin çengelini takarsınız karşı çamın dalına, salarsınız kendinizi boşluğa, göz açıp kapayana kadar, ya karşı çamın dalındasınız, ya da yerde.

Keye'nizin kayması veya çürük dala keye'nizi takmanız sonucu, yirmi metreden yere düşmenize kozaklılar "Keye şaştı" derler. Çama Keye'siz çıkan Kozak delikanlısına kız verilmediğinden, tüm kozaklı bekar gençler keye ustasıdır.

Hava kararmadan tekrar Bergama'ya dönen konuklar Kermes'in son günü olan 28 Mayıs'ta ikinci kermes'te buluşmak üzere birbirleriyle ve Bergama'lı dostlarıyla vedalaşarak, gruplar halinde kendi şehirlerine dönmeye başladılar.

Kermes günü Bergama'nın zengin günüdür.
Ne bu günü, ne yarını, ne de dünüdür.
Çekilin Efeler kursun ahengi
Kermes günü Efelerin düğün günüdür.